Dükkan
Gaipten gelen fikirlere yazılan hikayeler - 3 Zamanın askıya asılmış ve artık giyilmeyen babadan kalma eski bir palto gibi askıda durduğu öğleden sonralardan biriydi. Sonbaharın bulutların arasında saklambaç oynayan güneşin son bir gayretle, artık ısıtmaktan çok esen rüzgara refakat dışında gücü kalmamış ışıklarını camdan dükkana ulaştırıyordu. Sokağın serinliği ile eşlikçisi güneşin rehaveti arasında koltuğumda pineklerken kapıyı açıp içeriye girdi " Selamün Aleyküm. " diyerek. Simsiyah kaytan bıyıklarının gizleyeme çalıştığı yüzündeki çizgilere rağmen hemen 60'lı yaşlarda olduğu anlaşılıyordu. Tedirgindi. Her ne kadar gizlemeye çalışsa da, her halinden şehrin yabancısı olduğu anlaşılabilirdi. Kaykıldığım koltuğumda toparlanıp cevap verdim " Aleyküm selam. " Karşımdaki koltuğa buyur ettim. Oturdu. Ardından dünyanın en saçma sorusunu yönelttim ona: " Ne istemiştiniz? " Bir emlakçıdan insan ne isteyebilir ki? Bu dükkanın dünyaya kazık çakmayı başara