#safakbay
Hiç bilmediğiniz bir yerde, hiç bilmediğiniz birisi ölüyor bu satırı okurken. Bu yazıyı sonuna kadar okuduktan sonra siz her satırda birisinin daha öldüğünü bilmeden ve hiç seslerini duymadan ne yapıyorsanız ona döneceksiniz. Bugün, bir çok iş yaptınız. Müşterilerinize dert anlattınız, arkadaşlarınızla dedikodu yaptınız, raporlar hazırladınız, internete daldınız, öğlen yemeğe çıktınız. "Havalar ne garip oldu bu sene." dediniz bir arkadaşınıza Patronunuzla tatil günü kavgası verdiniz. Yoruldunuz.
Ancak, bugün başka bir şeyler daha oluyor. Birisi "Ben ölmek istemiyorum. Bir umut var ve o umuda varmak istiyorum" diyor. Bir öğretmen. Daha doğrusu öğretmen olarak 4 yıl eğitilmiş, mezun olmuş, KPSS'ye girmiş, kazanmış ve atanmayı bekleyen biri. Zor bir hastalıkla, kanserle 5 yıldır savaşan biri. İlk raundu kazanmış, sonra ikinci raund, üçüncü raund. Yine galip gelmiş. Fakat, kanser geri dönmüş ve savaş kaldığı yeren devam ediyor hala.
Bir umut var. Burada değil. Kazanmak için bir kobay olmayı bile göze almış, yaşamak için son kalan gücüyle savaşan bir öğretmen. Gücü bu umuda ulaşmaya yetmeyince sesini duyurmak istemiş ve ulaşabildiği her yerde bağırmadan, şov yapmadan yardım istemiş. Bir internet sitesi kurmuş ve bir blog. Tek amacı destek toplamak.
Bir insan, hayatı ve işi için son 5 yıldır savaşan, yılmayan bir insan Şafak Bay. Devlet arkasını dönüp, "Sen kobay olmak isteyebilirsin ama ben bir şey yapamam." demiş. Yardım almak, sesini duyurmak için açtığı blog'u da bugün erişilemez olmuş. Blog'u kayıp çünkü internet sansürünün yan etkisi ile Blogger üzerindeki IP'si yasaklı halde. Sesini duyurabilmek için açlık grevi yapıyor Ankara'da. Twitter'da bir çok insan dikkat çekmek için uğraşıyor.
Şafak Bay'ın durumu için "Bir tek o değil ki bu durumda olan. Daha kimler, neler var." diyebilirsiniz. Umursayamaya da bilirsiniz. Ancak, bilinmesi gereken şeyler bunlar değil. Devlet insaların gözünü kapadıklarına da bakabilirse devlettir. İnsan, yaşama hakkını, çalışma hakkını isteyen birisinin yanında olduğunda insandır. En azından bildiğiniz bir soruna destek olma, bir insana yardım etme şansınız var. Bir insanın umutlarını yaşatma şansınız.
Şafak Bay'ın bir umudu var. Bu umuda destek olmak için hem para lazım, hem vize işlemlerinin tamamlanması gerekli. Devlet parasal destek vermiyor olabilir ama vize işlemleri için destek verebilir. Herkes, parasal destekte bulunmasa bile birileri bağışlar ile bu desteği verip Şafak Bay'ın bu umuda tutunmasını sağlayabilir. Hasta bir insanın açlık grevi yapmamasını sağlayabilir.
En sonunda Şafak Bay'ın sitesine ilişkin link var. Bilgiler orada. Ne yaptığınız ve ne yapacağınızla ilgili değil bu yazı. Akşam bu yorgun günün sonunda insanlarının umutlarını yok sayan, umut etmesini unutturan bir ülkede, bir toplumda nasıl yaşadığınızı düşünerek uyuyabilecek misiniz? Umut olmalı hayatlarımızda ve buraya kadar okuduğunuz her cümlenin sonunda ölenlere inat hayata tutunanlar da var.
Bilgi için:
http://www.safakbay.com
Ancak, bugün başka bir şeyler daha oluyor. Birisi "Ben ölmek istemiyorum. Bir umut var ve o umuda varmak istiyorum" diyor. Bir öğretmen. Daha doğrusu öğretmen olarak 4 yıl eğitilmiş, mezun olmuş, KPSS'ye girmiş, kazanmış ve atanmayı bekleyen biri. Zor bir hastalıkla, kanserle 5 yıldır savaşan biri. İlk raundu kazanmış, sonra ikinci raund, üçüncü raund. Yine galip gelmiş. Fakat, kanser geri dönmüş ve savaş kaldığı yeren devam ediyor hala.
Bir umut var. Burada değil. Kazanmak için bir kobay olmayı bile göze almış, yaşamak için son kalan gücüyle savaşan bir öğretmen. Gücü bu umuda ulaşmaya yetmeyince sesini duyurmak istemiş ve ulaşabildiği her yerde bağırmadan, şov yapmadan yardım istemiş. Bir internet sitesi kurmuş ve bir blog. Tek amacı destek toplamak.
Bir insan, hayatı ve işi için son 5 yıldır savaşan, yılmayan bir insan Şafak Bay. Devlet arkasını dönüp, "Sen kobay olmak isteyebilirsin ama ben bir şey yapamam." demiş. Yardım almak, sesini duyurmak için açtığı blog'u da bugün erişilemez olmuş. Blog'u kayıp çünkü internet sansürünün yan etkisi ile Blogger üzerindeki IP'si yasaklı halde. Sesini duyurabilmek için açlık grevi yapıyor Ankara'da. Twitter'da bir çok insan dikkat çekmek için uğraşıyor.
Şafak Bay'ın durumu için "Bir tek o değil ki bu durumda olan. Daha kimler, neler var." diyebilirsiniz. Umursayamaya da bilirsiniz. Ancak, bilinmesi gereken şeyler bunlar değil. Devlet insaların gözünü kapadıklarına da bakabilirse devlettir. İnsan, yaşama hakkını, çalışma hakkını isteyen birisinin yanında olduğunda insandır. En azından bildiğiniz bir soruna destek olma, bir insana yardım etme şansınız var. Bir insanın umutlarını yaşatma şansınız.
Şafak Bay'ın bir umudu var. Bu umuda destek olmak için hem para lazım, hem vize işlemlerinin tamamlanması gerekli. Devlet parasal destek vermiyor olabilir ama vize işlemleri için destek verebilir. Herkes, parasal destekte bulunmasa bile birileri bağışlar ile bu desteği verip Şafak Bay'ın bu umuda tutunmasını sağlayabilir. Hasta bir insanın açlık grevi yapmamasını sağlayabilir.
En sonunda Şafak Bay'ın sitesine ilişkin link var. Bilgiler orada. Ne yaptığınız ve ne yapacağınızla ilgili değil bu yazı. Akşam bu yorgun günün sonunda insanlarının umutlarını yok sayan, umut etmesini unutturan bir ülkede, bir toplumda nasıl yaşadığınızı düşünerek uyuyabilecek misiniz? Umut olmalı hayatlarımızda ve buraya kadar okuduğunuz her cümlenin sonunda ölenlere inat hayata tutunanlar da var.
Bilgi için:
http://www.safakbay.com
Yorumlar
Yorum Gönder