Hadi Bakalım Yeni Baştan... (Ocak 2023'ün İlk Haftasında Müzikte Olan Bitenler)

Bu yazı 20.01.2023 tarihinde reportare.com'da yayınlanmıştır. 

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. En son ne zaman yazdığımı unutacak kadar uzun bir ara vermiştim Reportare'deki yazılara. Bu uzun ara için bir çok geçerli bahanem var tabii ki. İş yoğunluğu, ailevi mevzular, ülkenin pürmelali vs. Sanırım, bu bahaneler içinde aslında en gerçek ve sürekli olanı ülkenin halet-i ruhiyesi. Zira uzun zamandır içimden herhangi bir şey yazmak gelmiyordu. Hele müzik üzerine bir şeyler yazmak gerçekten anlamsız görünüyordu bana. Pandemi döneminde açlıkla mücadele eden müzisyenlerin hikayeleri, intihar eden müzisyenler, istediği şarkıyı çalmadı diye öldürülenler, pandemi zamanında konulan müzik yasağının kaldırılmak yerine sıkılaştırılmaya çalışılması gibi say say bitmeyecek türlü rezilliği yaşarken müzik üzerine ne söylenebilir ne yazılabilir ki? Ancak, köşemize çekilip olan biteni şaşkın ve endişeli bir şekilde izlemenin de ne bana ne de başka birilerine bir katkısı olmayacaktı. Köşemize sıkıştıkça ve içimize kapandıkça bu gerçeklerden kaçamayacağımız gibi bu olanları değiştirmek için küçük de olsa bir imkanımız varsa onu da elimizden kaçırıyorduk. O yüzden kendi depresyonumu ve moralsizliğimi bir kenara bırakıp en azından bir süredir dinlediklerimi ve o dinlediklerimden dikkatimi çekenleri paylaşarak bu kısır döngüyü kırabilmek için tekrar bilgisayar başındayım işte. 

Diğer yandan, yazı yazmak zor zanaat. Az çok zevk alıp biraz da içinde yoğrulduğunuz bir konu üzerine yazacak olsam bile her yazı için konu bulup bunu istediğim gibi işleyebilmek ve daha sonra da yazıya döküp birileriyle paylaşmak başlı başına özel bir emek istiyor. O yüzden tekrar yazmaya başlarken bunun devamlılığını sağlayabileceğim bir  akış yaratmam gerekiyordu hayatımda. Yazmak ve müzik benim için bir hobiyken hayatımı sürdürebilmek için her ikisinin de dışında bir iş yapmaya devam etmem gerekiyor. Bu iki birbirinden uzak dünyanın kesiştiği yer ise işimin başındayken bile sürekli müzik dinleyebilmem. Bulduğum formül ise yeni çıkan albümleri dinleyerek kulağıma hoş gelen, ilgimi çeken ya da beni şaşırtan albümleri, müzisyenleri, şarkıları ya da olayları sizlerle paylaşmak oldu. Bu yazının da devamında göreceğiniz gibi 7 ile 10 günlük süreler içinde yeni çıkmış albümleri ve EP'leri dinleyerek sizlerle hem yeni ne çıkmış ne çıkmamış listeler halinde paylaşıp hem de bu listelere dahil ettiğim kayıtlar hakkında varsa kendi fikirlerimi paylaşarak size küçük bir müzik panoraması sunmayı hedefliyorum. Bunun kolay bir iş olup olmayacağını bilmiyorum ama en azından deneyeceğim. Zira, bu aralar en büyük derdim yeni çıkan albümleri tek bir yerden doğru bir şekilde takip edememek. Hem kendi derdime derman olurken hem de benimle aynı dertten mustarip birilerinin de bu derdine merhem olabilmek amacındayım. Yani küçük bir müzik dergisi kıvamında olacak yazılar. Benim listelerimde doğal olarak rock ve metal müziğin indie'den black metal'e kadar olan tüm janrlarını barındırmayı hedefliyorum. Ancak, bu yazıları üretirken kendi müzik dinleme alanımı ve kültürümü genişletebilmek amacıyla caz ve klasik müzik albümleri için de bilgilendirmeler yer alacak yazılarımda. Tabii ki bu türlerde çok fazla fikir belirtmek gibi bir hedefim yok. Zira, bu türlerin meraklıları benden çok daha iyi yorumlar yapacaklardır. Yine de, bu türlerde de kulağımı güzel gelen bir şeyler olursa emin olun biraz gevezelik edebilirim.

Neyse, lafı daha fazla uzatmaya gerek yok. Zira yazının bundan sonrası bir süre sonra internetin bu köşesine bakmayı alışkanlık haline getirenlerin alışarak aradıkları bazı gelişmeleri bulabileceği bir akış halinde devam edecek. Mesela sadece tek bir haftada 112 farklı albüm ve EP içinden süzülerek toparlanan ve dikkatimi çeken mevzular var bundan sonrasında. İleriki haftalarda da aynı obsesif kompulsif bozukluk ile devam etmeyi arzuluyorum. Umarım siz de seversiniz. 

Şimdi sadede gelip 2023'ün Ocak ayının ilk haftasında çıkan ve benim göz gezdirdiğim albümler üzerine biraz yazmaya başlayayım. İlk havadis bizim topraklardan. EYT'li rockçumuz Teoman 6 Ocak tarihinde Sevda Mecburi İstikamet isimli yeni bir EP çıkardı. 4 şarkılık bir EP bu. EP'ye adını veren şarkı Çağan Irmak'ın aynı isimli yeni filmi için yapılmış. Kayıtta şarkının hem grup hem akustik versiyonu var. Ben akustik versiyonun kaydını daha temiz buldum. Hoş, her iki arasındaki fark birinde akustik diğerinde elektrik gitar kullanılması. Kayıttaki tüm şarkılar 70'lerin Alpay şarkıları tadında. Teoman'ın vokallerinde de aynı etkiyi çok net hissediyorsunuz. Teoman sahalara mı döndü? Bu konuda Teoman'ın bile yorum yapabileceğini sanmıyorum. Şarkılara bayılmadım ama o 70'ler kokusunu bir şekilde özlemişim. O yüzden, bir şekilde sardı ama bu bugünün haleti ruhiyesinden mi yoksa şarkılardan mı o kısmı için bir cevap veremeyeceğim.

Yılın ilk haftasının benim için ağır topları ise iki punk kaydıydı. Bunlardan ilki punk kültürünün temellerini daha 60'ların sonu ve 70'lerin başından itibaren atan, daha sonra her 10 yıllık dönemde küllerinden ve sayısız rehabilitasyondan hayatta kalarak geri dönen Iggy Pop'un 19. albümü Every Loser. Iggy Pop büyük bir yıldızlar grubu ile birlikte kaydetmiş albümü. 3 şarkıda Guns'n Roses'ın bas gitaristi Duff McKagan var mesela. Davulların çoğunu RHCP'den Chad Smith çalmış. Yine RHCP'de John Frusciante'nin ayrılışı sonrası gruba dahil olup Frusciante'nin geri dönüşü ile gruptan ayrılan gitarist Josh Klinghoffer bir çok şarkıda gitarları hatta duramayıp klavyeleri de çalmış. Albümde Jane's Additction ekibinin de neredeyse hepsi var. Dave Navarro, Chis Chaney ve Eric Avery birer şarkıda Iggy Pop'a eşlik etmiş. Yine bir şarkıda Pearl Jam'in gitaristi Stone Gossard, bir şarkıda da Blink-182'nin davulcusu Travis Baker var. Tüm bu isimleri bir araya getiren ise tabii ki albümün prodüktörü Andrew Watt. 2022'de Eddie Vadder'in solo albümü Eartling ve Ozzy Osbourne'nun Patient Number 9'ının da prodüktörüydü kendisi. Her iki albüm de başarılı albümlerdi. Hele Ozzy'nin albümü benim beklentimin de üzerinde iyi bir albümdü. Bu albümlerde de yine aynı ekip az-ı endam etmişti zaten. Enteresan bir prodüktör. Matematiği çok iyi bir albüm üretmiş yine. Albüm daha çok 90'lar post-rock dönemine yakın olsa da Morning Show ve The Regency gibi yaşlanmış 2020'ler Iggy Pop'u ile de yüzleştirmiş bizi. Iggy Pop'un o derinlerden gelen davudi sesi artık yorgun ama hala neyi nasıl yapması gerekiyorsa yapmaya gücü yetmiş. Hızlı ve punk zamanına yakın şarkıları daha iyi söylemiş mesela. Albüm uçup kaçmasa da iyi albüm olmuş. Ben 5 üzerinden 3 verdim bu albüme. Dinlenmeyi sadece Iggy Pop albümü olduğu için değil iyi bir albüm olduğu için hak ediyor. Ben Neo Punk'a hem müzik olarak hem sözler olarak bayıldım. Özlemişim böyle gözüne gözüne işleri.

Beklediğim diğer ikinci ağır top ise hala punk rock'un bayrağını yere düşürmeyen, Occupy Wall Street'den aklınıza gelebilecek her türlü eylemde arz-ı endam eden Arti-Flag'ın 13. albümü Lies They Tell Our Children. Tam bir gaz albüm. Sözler çok iyi, müzikleri ise her zamanki gibi kemiksiz punk. Bu albümde de enteresan isimler konuk olmuş. Mesela Rage Against'den Tim McIlrach, Bad Religion'dan Brian Baker, Die Toten Hosen'dan Campino albüme konuk olmuş. Albümde sözleri boş tek şarkı yok. Ben Imperialism, The Fight of Our Lives, Victory or Death (We Gave 'Em Hell) ve Work & Struggle'a bayıldım. 50 yaşımdaki halimle ben bile gaza geldim. Öyle bir albüm. Bir de bu şarkıların arkasında Iggy Pop'un son albümündeki Neo Punk'ı dinleyince tam oluyor insan. Bu albüme 5 üzerinden 3,5 veririm. Üstü? Punk ölmedi ama biraz yaşlanmış. Üstü için daha geç olması gerekiyor (ya da ben mi daha genç olmalıyım acaba. Kim bilir?).

Bu haftanın benim için sürpriz iki grubu var. Biri ABD'den bir indie rock grubu. Grubun ismi Tomato Soup. Albümün ismi ise Dog Sounds. Grubun daha öncesine ait çok az şey bulabildim. Grubun bulabildiğim ilk albümü. Normalde indie rock benim çok bayıldığım bir tarz değil. Ancak, bu albümde özellikle gitar kullanımlarını ve tonlarını çok sevdim. Indie müzisyenleri genelde blues tonlarında gitar sololarından hatta doğrudan şarkı içinde sololardan kaçarlar. Tomato Soup ise bazı yerlerde Americana tadında çok iyi gitar soloları ile bezemiş şarkılarının bazılarını. Gitarın tonu da çok güzel. Ben albümü baya sevdim. Sizlere de tavsiye ederim. Besteler de öyle damarları dikine kestirecek karanlıkta ve şehirli bunalımında değil. Oldukça keyifli.

İkinci sürpriz grup ise Norveç'li bir progresif rock grubu. Grubun adı Kornmo. Albümün ismi ise Vandring. Albüm gurubun 3. albümüymüş. İlk albümlerini 2021'de çıkarmışlar. Müzikleri tamamen enstrümantal ama çok keyifli. Bir çok yerde 70'lerdeki Caravan ya da Camel'in tadını alıyorsunuz. Albümün en büyük problemi prodüksiyon. Daha iyi bir prodüksiyon ve kayıt ile gerçekten dinleyene "Vay be" dedirtecek bir albüm olacakmış. Kayıtlarda derinlik yok. Fazla yalın ve bas gitar üzerine fazla düşülmüş. Daha dengeli bir kayıt, biraz daha iyi aranjeler ve tonlarla bu melodiler bambaşka bir sonuç doğurabilirmiş. Bence büyük potansiyeli var grubun. Sadece bu türü sevenler değil herkesin kulak kabartmasını öneririm albüme.

Bu haftanın bir başka sürprizi ise Peter Gabriel'in bu yıl çıkartacağı yeni albümü öncesi ilk teklisini sunması oldu. Şarkının ismi Panopticom. Ben şarkıyı Gabriel'in Us ve Up dönemine yakın buldum. Peter Gabriel'in benim sevdiğim dönemleridir bu dönemleri. Bas gitarda yine Tony Levin var. Bu bile benim için yeterli aslında.

Bu hafta (yani 2023 Ocak ayının ilk haftasında) çıkan albümleri türlerine göre listeleyip gözüme çarpan bazı albümler hakkında da kısa kısa bilgi verip yazının sonuna doğru uzanayım. 

Caz:

Michael Feinberg - Blues Variant: Michael Feinberg genç bir caz basçısı ve çok parlak kayıtları var. Yanına da çok enteresan bir ekip toplayıp bu albümü kaydetmiş. Saksafonda Noah Preminger ve Dave Liebman, piyanoda Arjantinli Leo Genovese ve davulda Nasheet Waits var. Caz benim çok bildiğim bir müzik türü olmasa da bu albüme bayıldım. Sadece caz severlere değil benim gibi bu türe uzak olanlara da tavsiye edebilirim. Şahane partisyonlar var ve uyumları harika.

Jason Moran - From the Dancehall to Battlefield: Jason Moran çok yönlü bir caz piyanisti ve grup lideri. Caz dışında da hip-hop dahil bir çok farklı dalda müzik yapıyor. Bu albümde 1. Dünya Savaşı öncesi blues'un ilk kez caz müziğine dönüştüğü ve beyazların siyahların müziğiyle tanıştığı ragtime zamanına uzanarak o dönemin önemli orkestra lideri ve bestecilerinden James Reese Europe'yı anmak üzere albümü yapmış. James Reese Europe, New York'da ünlü bir müzisyenken 1.Dünya Savaşı için orduya çağırılıp önce Amerikan sonra da Fransız ordusunda orkestra yönetip tüm savaş boyunca Fransa'yı bu orkestra ile dolaşarak askerlere müzik yapmış. Savaş sonrasında ise ABD'ye dönüp siyah müziği yapmaya devam etmiş ve bir cinayet sonucu aynı yıl ölmüş. Moran bu albümle işte bu önemli siyahi müzisyene saygı duruşunda bulunmak istemiş. Bence çok da başarılı olmuş. Çok iyi bir albüm bence, ancak Sptoify vb. müzik platformlarında bulamazsınız çünkü yok. Ben de çok garip ama bandcamp üzerinden albüme ulaşabildim. Tavsiye ederim bir dinleyin. Bence keyif alacaksınız.

Fred Hersch & Esperanza Spalding - Alive at the Village Vanguard: Caz piyanisti Fred Hersch ile caz basçısı ve vokalisti Esperanza Spalding'in Village Vanguard isimli mekandaki performansının canlı kaydı bu albüm. Spalding'in sesi çok hoş ve etkileyici. Keyifli bir albüm. Ben zevkle dinledim. Caz sevenlerin daha da keyifle dinleyeceklerinden eminim.

Paul Dunmall, Paul Rogers, Tony Orell - That's My Life: İngiliz saksafoncu Paul Dunmall, İngiliz caz basçısı Paul Rogers (Free'deki Paul Rodgers değil yani) ve davulcu Tony Orrell'in oldukça avangard bir albümü. Ben dinlerken sevdim ama zorlandım. Avangard caz sevenler bence bayılır. Ancak bu albümü de müzik platformlarında bulamadığımı belirteyim. Sağolasın bandcamp.

Miles Davis - Miles Davis with Tadd Dameron Revisited: Bu aslında bir yeniden basım albüm. Albümün orijinali 1977'de çıkmış ve 1949'da Miles Davis'in Tadd Dameron Quintet ile Paris'de verdiği konserin kaydından oluşuyor. Arşivciler için.

Klasik Müzik:

Bu hafta klasik müzik sevenler için gerçekten verimli bir hafta. Hatta Türkiye'den de listede olan bir kayıt da var.

Patricia Kopatchinskaja / Fazıl Say - Janáček - Brahms - Bartók: Fazıl Say'ın yine Moldavyalı viyolonist Patricia Kopatchinskaja yaptığı bir çalışma bu kayıt. İkilinin ilk çalışması da değil. İkili bu sefer Çek besteci Leos Janacek'in JW VII/7 numaralı viyolin sonatı, Alman besteci Johannes Bhrams'ın 3 numaralı Op. 108 viyolin sonatı ve Macar besteci Bela Bartok'un 1 numaralı Sz.75 viyolin sonatını kaydetmiş. Benim gibi sürekli klasik müzik dinlemeyenler için bile çok keyifli bir kayıt olmuş. Fazıl Say tuşesi diye bir şey var hayatta ve bunu dinlerken bu müzik türüne hiç aşina olmasanız bile hemen anlıyorsunuz. 

Vladimir Feltsman - Schumann - 'Abegg' Variations; Papillons; Davidsbündlertänze; Carnaval; Arabeske; Blumenstück; Nachtstücke: Rus kökenli piyanist Vladimir Feltsman'ın kaydın uzun isminde de belirtilen 5 Schumann piyano varyasyonunu çalmış. Değerlendirmek bana düşmez ama ben keyifle dinledim. 

Ivan Ilic - Jongen: 13 Préludes; 24 Petits Préludes dans tous les tons: Sırp piyanist Ivan Ilic'in Belçika'lı besteci ve orgcu Joseph Jongen'in piyano prelütlerini kaydetmiş. Çalışının garip bir derinliği ve sertliği var. Bir taraftan dinlerken duralasam da o sert çalış beni kendine çekti. Kısa prelütlerin 5. ve 23.üncüsünden ciddi keyif aldığımı söyleyebilirim.

Michael Collins, Rumon Gamba & BBC Philharmonic - Arnold: Clarinet Concerto and Orchestral Works: İngiliz şef Rumon Gamba yönetimindeki BBC Filarmoni orkestrası klarnet virtüözü Michael Collins ile bir araya gelerek Malcolm Arnold'un klarnet konçertosunu ve orkestra işlerini kaydetmiş. 20. yüzyıl İngiliz klasik müzik dünyasına saygı duruşu tadında bir kayıt. 

Annette Bartholdy / Benjamin Engeli - Sonatas BWV 1027–1029 / Spiegel im Spiegel: İsviçreli viyolonist Annette Bartholdy ve yine İsviçreli piyanist Benjamin Engeli Bach'ın BWV 1027, 1028 ve 1029 nnumaralı sonatları ve viyola ve piyano için yazılmış Spiegel im Spiegel ve Fratres'ini kaydetmiş. Bach dinlemek her durumda bence keyifli. Bu kayıt da bence gayet başarılı.

Tetiana Shafran - Piano Works by Ravel, Chopin, Tchaikovsky: İşte diplomatik krize neden olabilecek bir kayıt bu. Halen konser salonlarında Rus bestecileri yasaklamayı konuşan Ukrayna'dan çıkan piyanist Tetiana Shafran Çaykovski'nin Uyuyan Güzel'inin Mikhail Pletnev tarafından piyano için yapmış olduğu düzenlemelerini kaydetmiş. Allahtan sadece Çaykovski yok kayıtta. Çaykovski'ye Chopin'in E-Flat Majör Rondo'su ve Ravel'in Gaspard de la Nuit'i eşlik ediyor. Fransız eşliğinin diplomatik kriz çıkartmamasını umduğum bir kayıt bu. Gayet de keyifli.

Imaginarium Ensemble / Enrico Onofri - Works for Violins Without Bass: İtalyan şef Enrico Onofri'nin kurduğu Imaginariu Ensemble ile Alman barok dönem bestecisi Georg Phillip Telemann'ın 4 viyolin için yazdığı konçertoları kaydı bu kayıt. Oda müziği ve barok dönem sevenler keyif alacaktır.

WDR Sinfonieorchester / Lukasz Borowicz - Complete Symphonic Works Vol. 1: Symphonies 3 & 4: Polonyalı şef Lukasz Borowicz yönetimindeki Alman Radyo Orkestrası'nın Polonyalı kadın besteci Grazyna Bacewicz'in 3 ve 4 numaralı senfonilerinin kaydı.

Takacs Quartet - Hough, Dutilleux & Ravel: String Quartets: Macaristan'da kurulan ve halen müzik hayatını ABD'de devam ettiren yaylı 4'lüsü Takacs Quartet'in yeni kaydı. Daha müzik platformlarında bulamadım ama mutlaka ilgilenenler bulacak ve dinleyecektir.

Rock:

Bu bölümde çok fazla albüm var çıkan ama ben benden 5 üzerinden 2 ya da 2,5 puan ve üstü almış albümleri listeleyeceğim. Yukarda bahsettiğim albümler üzerinde bir şeyler söylemeyecek olsam da burada bazı albümler ile ilgili kısa bir kaç şey söyleyebilirim. Ancak her albümün yanına puanlarını da belirteceğim.

Anti-Flag - Lies They Tell Our Children (punk rock) - 3,5/5

Iggy Pop - Every Loser (punk rock) - 3/5

Tomato Soup - Dog Sounds (indie rock) - 3/5

Kornmo - Vandring (progressive rock) - 3/5

Peter Gabriel - Panopticom (Bright Side Mix) (single - progressive rock) - 3/5

Bob Weir & Wolf Bros - Greatest Story Ever Told (feat. Tyler Childers) [Live at Radio City Music Hall, New York, NY 4/3/22] (single - klasik rock) - 3/5

Teoman - Sevda Mecburi İstikamet (EP - rock) - 2,5/5

Misty Lyn & the Big Beautiful - Narrows: Americalı bir indie folk grubu Misty Lyn & the Big Beautiful. Ben Misty Lyn'in şarkı söyleyişini ve vokallerini beğendim. Rahatlatıcı ve akıcı bir vokali var. Gitar ve ritm kısımları da iyi. Şarkılarındaki Americana tadı çok güzel. Bence bir göz atın derim. Daha iyi bir prodüksiyon ve kayıtla daha da keyifli hale gelebilirmiş albüm. (Folk, Indie Folk, Americana) - 2,5/5

WÖYH!- Tahti: Finlandiyalı ve fince müzik yapan bir folk rock grubu WÖYH!. 2012'den beri müzik yapıyorlar. 2 kardeşten oluşuyor grup aslında ama müzikleri oldukça keyifli. Fince müziklerine çok yakışmış ama kayıt dengesinde sorun var albümün. Yine de farklı bir şeyler dinlerken keyif almak için çok yerinde bir tercih. (folk rock, progressive rock) - 2,5/5

Brandon Ratcliff - Tale of Two Cities: Amerikalı bluegrass grubu Cox Family'nin mandolincisi ve vokallerinden biri olan Suzanne Cox'un oğlu. Çok genç olmasına rağmen oldukça başarılı besteleri var. Keyif alacaksınız. (indie folk, folk) - 2,5/5

Elly Lucas - In the Quiet of the Waiting: Elly Lukas bir İngiliz kemancı. Çok da güzel vokalleri var. Sadece vokal ve kimi zaman da kemanla İngiliz ve İrlanda folk müziğine yakın bir müzik üretmiş. Müzik platformlarında bulamadım albümü ama Bandcamp'de var. Zaten kısa bir EP. Keyif alacaksınız. (folk) - 2,5/5

Black Sky Giant - Primigenian: Yine müzik platformlarında bulamayıp Bandcamp'de bulabildiğim bir albüm daha. Grup Arjantin'den. Psychodelic rock ile space rock arasında gidip gelen ve arada stoner rock'a kayan çok enteresan bir müzikleri var. Space rock yapan çok az grup kaldı bu dönemde. Bu grup da çok keyifli space rock yapmış. Kesinlikle kulak kabartmanızı öneririm. Ben çok keyif aldım dinlerken. (space rock, stoner rock, psychodelic rock) - 2,5/5

Kanenas - Event Horizon: Ege'nin öte yakasından bu albüm. Yunan Eleftherios Ioannidis isimli bir müzisyenin İngilizce olarak kaydettiği bir albüm bu. Prodüksiyon ve kayıt olarak zayıf olsa da çok keyifli şarkılar barındırıyor. Ve evet yine müzik platformlarında yok albüm. Bandcamp'de bulabilirsiniz. Benim baya ilgimi çekti albüm. (klasik rock, hard rock) - 2,5/5

Ruly Fern​á​ndez - Las Palabras: Yine Arjantin'den bir albüm. Albüm İspanyolca ve İspanyol tınılarını da duyabilirsiniz ama daha çok Arjantin folk müziği etkileri var. Vokaller biraz fazla ağlamaklı ama besteler oldukça güzel. (indie folk, folk) - 2/5

Falso Nove - Horta da Luz: Falso Nove Porkekiz'den bir grup. Bu albümleri biraz ağır tempolu olsa da buldukları melodiler güzel. Şarkılarını Portekizce bestelediklerinden insana gerçekten farklı geliyor. Bence bir göz atın (indie rock, alternative rock) - 2/5

Nicole Dollanganger - Married in Mount Airy: Nicole Dollanganger anoraksia nedeniyle kendisini odasına kapattıktan sonra bestelediği şarkıları Tumblr ve Bandcamp üzerinden yayınlayarak üne kavuştuktan sonra duyulmuş bir kadın besteci ve vokal. Çok ince, derin ve depresif bir vokali var ama dinlemesi çok keyifli. Bu albüm de gayet minimal ve yine Dollanganger'in vokalleri üzerine kurulu. Ben keyif aldım. Umarım siz de keyif alırsınız. (indie folk, folk, dream pop) - 2/5

Metal:

Bu bölümde bu hafta çıkan tüm metal müzik türlerine dahil albümleri kısaca kendimce verdiğim puanları ile birlikte listelemeye çalışacağım. Yine bir kaç albüm hakkında kısa bir şeyler söyleceğim tabii...

Russkaja - Shapka (EP): Bu haftanın belki de dinlerken en çok eğlendiğim albümü. Avusturya'da Rusça, İngilizce ve Almanca ska yapan bir grup. Gerçekten çok keyifli müzikleri. Bir Last Christmas yorumlamışlar ki şahane. Dinleyin pişman olmayacaksınız. (ska metal) 3/5

Wreckage - Our Time: Eski isimli ama aslında yepyeni bir grup. Oldukça sert müzikleri var. İlk başta ısınamadım ama tekrar dinleyince o aradığım punk tadını gruptan aldım ve bu bana çok keyif verdi. Eski usul ama sert punk müzik arayan bence kesinlikle göz atmalı bu albüme (hardcore punk, punk) 2,5/5

Sovereign Darkness - The Conclusion to Chaos: Sovereign Darkness yeni bir ABD'li grup. Thrash metal'den teknik death metal'e kadar uzanan enteresan bir yelpazeleri var. Ancak, bu yelpaze içinde bence iyi riff'ler yakalamışlar ve bunları gayet sert ve düzgün şarkılar haline getirebilmişler. Heavy Metal'in daha karanlık tarafını sevenler keyif alacaklardır diye düşünüyorum. (tehcnical death metal, thrash metal, progressive metal) 2/5

Beautiful Death - Finis: Beautiful Darkness Avustralyalı bir atmosferik black metal grubu aslında ancak Finis tam bir folk albümü olmuş. Gurubun tarzına akustik metal'de deniyormuş. Ben oldukça beğendim. Bence dinlerseniz sizin de hoşunuza gidecektir. (akustik black metal, akustik metal, dark folk) 2/5

Valkitaar - Mother Cries: Valkitaar yeni bir ABD'li metalcore grubu. Ancak albümde ciddi bir progresif metal etkisi var ve bu etki albümü baya güzelleştirmiş. Bence metalseverler keyif alacaktır. (metalcore, heavy metal, progresif metal) 2/5

Askeregn- Brennende åkres gr​ø​de: Norveççe black metal. Çok tarzım olmasa da bu albümü beğendim. Özellikle heavy metal'in en karanlık tarafına ilgi duyanların mutlaka göz atmasını öneririm.. (black metal) 2/5

Ὁπλίτης - Ψ​ε​υ​δ​ο​μ​έ​ν​η: Bu grup da Çin'den bir black metal grubu. Grup Çin'den ama kullandıkları alfabe ve dil eski Yunanca. Enteresan bir grup. Oldukça sert ve hızlı bir müzik yapış şekilleri var ama beni en çok etkiledikleri yer buldukları riff'ler oldu. Dinlerken oldukça şaşırttılar beni. Metal'in karanlık yüzünü sevenler Çin'den gelen bu sert çocuklara ilgisiz kalmasalar iyi olur bence. (black metal) 2/5

Mechina - Cenotaph (metalcore, syphonic metal, heavy metal) 2/5

Turpitude - Une interprétation de la dissolution glaciale en quatre mouvements (black metal) 2/5

Disfiguring the Goddess - Karnival (death metal, metalcore) 1,5/5

Bu haftalık bu kadar olsun. Siz bu satırları okurken ben 2023 Ocak ayının ikinci haftasını didikliyor olacağım. Obituary'nin yeni albümü var mesela listemde dinlenecek. Bakalım başka ne sürprizler olacak bu haftaki dinleme serüvenimde. Umarım keyif almışsınızdır. 10 gün civarına tekrar görüşmek üzere. Müziksiz kalmayın.

https://open.spotify.com/playlist/3N3rXBrZp2KRSotRZrfGf0?si=63b37c9e47ff40d9

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akreplerin İstilası - Scorpions İstanbul'da

Wishbone Ash İstanbul'daydı...

Megadeth'in İstanbul Macerası