Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gün

Kalktın. Gözlerin yarı açık, ezbere bildiğin tuvalete giderek musluğu açtın. Ellerini bir kepçe gibi suyun altına tutup musluktan akmaya başlamış olan suyu yüzüne çarptın. Bir daha. Bir daha. Evet, iyi gelmeye başladı. Dün gece gördüğün tüm renkli rüyaları, karanlık kabusları, bilmeden yaşadığın tüm sevinç, korku, aşk ve nefretleri yüzüne vurduğun suyla akıttığın çapaklarını akıtırken akıttığını düşünüyorsun. Gözlerin hala açılmamak için direniyor ancak kendini biraz da olsun ferahlamış, ayılmış hissediyorsun. Biraz daha su. Biraz daha... Bu kadar suyun yeterli olduğuna karar veriyorsun. Bir elinle musluğu kapatırken diğer elinle, gözlerini açmadan, yüzünden ve ellerinden sular süzülürken lavabonun yanında asılı olan havluya uzanıyorsun. Tüm hareketlerin düşüncenden ve bilincinden önde. Elin havada kalıp havluyu bulamayıncaya kadar her şey otomatik. Havada savurduğun elin havluya değmediği her an bilincin hareketlerini yakalamaya başlıyor. Elini suda boğulan birisi gibi canhıraş savurm